Su kabağı tuzlu ortamlarda karpuza anaçlık edecek

Erdemli Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Müdürlüğünde yürütülen ve TÜBİTAK tarafından desteklenen projeyle, su kabağının tuzlu ortamda karpuza anaçlık yapması sağlanacak.

AlataBahçe Kültürleri Araştırma İstasyonunda görevli ziraat mühendisi Nihal Denli,su kabağının tuzlu ortamda karpuza anaçlık yapması amacıylaçalışmaların sürdüğünü belirterek, “Su kabağı, karpuz türüne anaç olarak kullanılan ve gayet iyi uyuşma gösteren bir türdür” dedi.

Denli, gazetecilere yaptığı açıklamada, projeyle Türkiye’de bulunansu kabağıgenotiplerinintoplandığını veaynı zamanda uluslararası gen bankalarından temin edilengenotiplerinde gen havuzuna eklendiğini söyledi.

Toplam320 adetgenotipintanımlamasının yapıldığını anlatan Nihal Denli, şöyle devam etti:

“Bu projeyle gen havuzunu temsil eden 160 adetgenotipbelirlendi.Projeyle, su kabağıgenotiplerinintuzlu koşullara dayanıklılık durumları araştırılıyor.Su kabağının önemli kullanım alanlarından birisi de toprak kökenli hastalıklara karşı olan dayanıklılığıdır. Son yıllarda toprak kökenli hastalıklara karşı aşılı fide kullanımı ülkemizde de yaygınlaşmıştır. Su kabağı, karpuz türüne anaç olarak kullanılan ve gayet iyi uyuşma gösteren bir türdür. Biz de bu türü geliştirmek üzere çalışmalar yürütüyoruz. Yaptığımız çalışmalardakesinlikle bitkilerin genetiğini değiştirmeye yönelik bir şeysöz konusu değildir. Su kabağının tuzlu koşullardaki dayanıklılığını karpuz bitkisinde nasıl elde edebiliriz, bunun çalışmasını yapıyoruz.”

Denli, Türkiye’dekitoplam karpuz üretimininyüzde35’ininAkdeniz Bölgesi’ndegerçekleştirildiğini ve üretimin çoğunluğunun “örtü altı tarım”şeklinde gerçekleştirildiğini kaydetti.

Projede 160 adet su kabağıgenotipinin tuzlu koşullarda yetiştirilmeye çalışıldığınıaktaran Nihal Denli, 2017 yılında bitirilmesi planlanan projeyle, su kabağıgenotiplerinintuzlu koşullarda karpuza anaçlık durumlarının belirleneceğini belirtti.

Denli, ayrıca enstitüde su kabaklarının “Kabak Sarı Mozaik Virüsü” hastalığına karşı dayanıklılık durumlarını belirlemek amacıyla yürütülen çalışmalarda umut verici bulgulara ulaştıklarını da sözlerine ekledi.