DUYAR ”Gıda Fiyatlarındaki Artışı; Sadece Fırsatçılık ile Açıklayamayız!”
Geçmiş dönemlerde Kocaeli BBP İl Başkanlığı yapan,şimdi özel bir şirkette yöneticilik yapan Serhat DUYAR;
Gıda Fiyatlarındaki Artışı; Sadece Fırsatçılık ile Açıklayamayız!
Çiftçilik Yapan Kadın Desteklenmeli
Köylerde geleceğini öngöremeyen sigortasız üretici, şehirde asgari ücret ile sigortalı çalışmaya talip oldu. Kız istendiğinde “şehirde oturacaksan kızı veririz” şartları ile yuvalar kuruldu. İkinci, üçüncü kuşaklar turist gibi ata evine misafirliğe geldi.
Toprağını işleyen, üretime katkı sağlayan köyde yaşayan kadınlarımızın sosyal güvenlik pirimlerini Devletimiz karşılayarak, köyden şehre olan göçü önleyerek, istihdama katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Geleceğin tarımını planlarken, sosyolojik yapımızı göz ardı edemeyiz. Bilinçli çiftçiliğin temelini kadınlarımız ile atabiliriz.
Sanayileşme ve Kentleşme yolunda ihmal ettiğimiz tarımı önemsemek zorundayız. Önce kendi kendine yetebilen ülke sonra bölgesinde güvenli gıda ile ihraç eden bir ülke olabiliriz. İşsizliğin dünyada ve ülkemizde hızla arttığı bir dönemi yaşarken bunu gerçekleştirecek kaynaklara sahibiz.
Çiftçinin Raporundan; Sorunları ve Çözüm Önerileri
Adana Çiftçiler Birliği, “ülkemizde tarım sektörünün yaşadığı sorunlar ve çözüm önerilerimiz” başlıklı rapora imza atmış. Sadece sorunları değil, çözüm önerilerinin de yer aldığı raporu çok kıymetli buluyorum. Sorunlarına gelin birlikte bakalım.
1- Enflasyonla mücadele kapsamında, gıda enflasyonunu düşürmek için üretici fiyatları yerine üretim maliyetlerini düşürücü önlemler alınmalıdır. Tarımsal girdilerin fiyatları yakından takip edilerek, haksız kazanç veya spekülatif artışlarda Tarım Bakanlığı, müdahil olarak gerekirse Rekabet Kurumu’nu devreye sokmalıdır. Kur artışı bahanesiyle dışa bağımlı olduğumuz girdilerde artan fiyatlar, kurların düşmesiyle aynı oranda gerilemiyorsa, ilgili kurumlar tarafından, çiftçimizin menfaatini koruyacak, haksız rekabeti önleyecek tedbirler alınmalıdır.
2- İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde oluşturulan bilim kurulu, yapmış olduğu tespitler ve tavsiyeleriyle takdir toplamıştır. Tarım sektörü için de işin pratiğini bilen bilim insanları, sanayiciler, çiftçi temsilcileri ve bürokratlarımızdan oluşacak bir kurul, uzun vadeli tarım sorunlarına daha akılcı çözümler üretilmelidir.
3- Türkiye’de tarım hakkında açıklanan verilerin güvenilir olmaması, karar alma ve projeksiyon yapmayı da zorlaştırmakta ve hatta kimi zaman yanlış kararlar almaya da sebep olmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığımız bünyesinde başlatılan ürün masalarının çalışmalarını takdirle takip etmekle beraber, doğru tarımsal istatistiklere ulaşmak için gelişmiş ülkelerin tarımsal veri toplama metotları da incelenip, her türlü teknolojiyi devreye sokarak, Türk tarımında doğru verilere ulaşmalıyız. Ölçemezsek kontrol edemeyiz, kontrol edemezsek yönetemeyiz.
4- Çiftçilik; her türlü iklim şartında, zaman ve mesai şartlarının diğer sektörlere göre farklı olduğu, doğayla iç içe yapılan zor bir meslektir. Tarım sektöründe çalışan sürekli tarım işçileri ve işverenlerin arasındaki çalışma ve sosyal güvenlik şartlarının düzenlendiği Tarım İş Kanunu, günümüz şartlarına göre yeniden tartışılarak hazırlanmalı ve hayata geçirilmelidir.
5- Tarımsal desteklemeler, toplam miktarı tartışmalara açık da olsa, tarımın desteklenmesi gerekliliği ve bunun da kanuna bağlanarak her yıl açıklanması tarım sektörümüz için önemlidir. Ancak bu desteklerin, tarımın içinden gelen çiftçiler ve temsilcileriyle görüşülerek etki analizleri yapılmalı; rekolteye, üretim maliyetine, çevre ve insan sağlığına, ürünün pazarlama gücüne ve çiftçi refahına katkıları ayrıntılarıyla tek tek ele alınarak, sadeleştirilmeli, gereksiz ve etkisiz olanlar kaldırılmalı, mevcut destekleme bütçesi daha etkili kullanılmalıdır.
6- Hayvancılıkla ilgilenen çiftçilerimizin kredi teminatı olarak hayvan varlığını göstermesi BDDK tarafından da kabul görmesine rağmen, kamu ve özel bankalarımız bu uygulamadan kaçınmaktadır. Bu durumda başka teminatı olmayan çiftçi sistem dışı kaynaklardan yüksek oranlarla borçlanarak üretim maliyetlerini arttırmaktadır. Bankalarımızın hayvan varlığını teminat olarak kabul etmesi, Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından sağlanmalıdır.
7- Kooperatifçilik, özellikle tarım sektöründe dağınık yapıdaki küçük çiftçilerin güçlerini birleştirerek toplu alım ve satış yaparak maliyetlerini düşürmeleri ve katma değer yaratmaları açısından kabul görmüş bir ekonomik modeldir Ancak Türkiye’de sektörü kurtaracak yeni bir buluş da değildir. Kooperatifçilik ülkemizde Cumhuriyetin ilk yıllarında başlamıştır. Az sayıda da olsa başarılı örnekleri olmasına rağmen yaygınlaşmamasının ve başarısız olmasının temel nedeni kooperatiflerin yanlış yönetilmesidir. Kooperatifçiliğin gelişmesi için Tarım Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı ilgili sivil toplum kuruluşlarının da görüşünü alarak, ortak bir çalışmayla tarımsal kooperatiflerin kuruluş ve yönetimleriyle ilgili kanunu yeniden düzenlemeli ve yöneticilerine mutlaka tüm şahsi varlıklarıyla sorumluluk getirilmelidir.
8- Tarımsal amaçlı kullanılan elektrik birim fiyat tarifesi, dağıtım şirketlerinin özelleşmesiyle diğer tarifelerden farksız hatta daha pahalı hale gelmiştir. Tarımsal üretim maliyeti içinde önemli bir yer tutan tarımsal elektrik fiyatlarına müdahale edilerek indirim uygulanmalı, tarım ve hayvancılıkla ilgili elektrik faturaları Ziraat Bankasında otomatik ödemeye alınması şartıyla hazine destekli sıfır faizli kredi ile aylık ödenerek, çiftçimizden yıl sonunda tahsil edilmelidir.” açıklamasını yaptı
-
İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Suat Parıldar atandı
-
Taşra Teşkilatı Yer Değiştirme Yönetmeliği yayımlandı
-
TAGEM’de Bazı Bürokratlar Görevden Alınarak Yeni Atamalar Yapıldı
-
KPSS 2024/4 tercih kılavuzu yayımlandı
-
Kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarından ücretlerinin iyileştirilmesi talebi
-
Kandıra Karpuz Festivali Renkli Görüntülere Sahne Oldu