Erciyes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü öğretim üyeleri Doç. Dr. Mustafa Başaran, Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Uzun, Yrd. Doç. Dr. Adem Güneş, Yrd. Doç. Dr. Serkan Şahan, Erciyes Teknopark’ın da Türkiye’nin ilk ve tek milli gübre üretimini yaptı.
AZOT KAYBINI AZALTIYOR
Azotlu gübrelerde yaşanan kaybın önlenmesi ve Türkiye’deki yıllık 6 milyon tonluk gübre pazarını göz önünde bulundurarak böyle bir çalışmaya başlama gereği duyduklarını belirten Proje Koordinatörü Doç. Dr. Mustafa Başaran, “Tarımsal üretimimizde gübre kullanımımız yaklaşık 6 milyon ton civarında. Bunun parasal değeri de 6 milyar Türk Lirası. Bunun da yüzde 70’ini azotlu gübreler oluşturuyor. Azotlu gübre tüketim miktarımız da 4 milyon ton. Azot stabil bir bitki besin maddesi değil. Kayıpları çok fazla, yıkanma ve gaz şeklindeki kayıplarla birlikte, yüzde 25’lere varan bir gübre kaybı söz konusu. Bundan dolayı 500 milyon ile 1 milyar Türk Lirası arasında bir parasal kayıp söz konusu. Bu azot kayıplarını engelleyebilirsek, kayıpların üretime, ekonomiye ve hatta kaliteye yansıması söz konusu. Dünyada genellikle Amerikalı ve Avrupalı firmalar tarafından geliştirilmiş bir takım ürünler var ve ülkemizde ciddi bir pazar elde etmişler. Biz de arkadaşlarla birlikte acaba ülkemizde bu ürünleri üretme şansımız olabilir mi diye bir çaba içerisine girdik. Yaklaşık 2 yıllık laboratuvar ve literatür taramasından sonra, kendi ilk milli azot korumalı inhibütörümüzü üretme şansına eriştik. Geçen yıl Erciyes Üniversitesi Teknopark’ında Doğatech adı altında bir ar-ge şirketi kurduk ve hızlı bir şekilde ürünümüzü Türk Patent Enstitüsünde koruma altına aldırdık” diye konuştu.
ÜRÜN KALİTESİNİ DE OLUMLU ETKİLİYOR
Ürettikleri gübrenin, ürün çeşitliliğine göre değişmekle birlikte yüzde 5 ile 25 arasında verim artışı sağladığı gibi, ürün kalitesini de olumlu etkilediğini söyleyen Doç. Dr. Mustafa Başaran, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gübremiz inhibitörlü gübre sınıfına giriyor ve halk dilinde yavaş salınımlı gübre olarak biliniyor. İnhibitör etkisi diğer yabancı ürünlerle aynı diyebiliriz ama içerik olarak güçlü olduğu için daha yüksek verim ve kalite sağlıyoruz. Örneğin yabancı ürünler marula daha açık yeşil rengi verirken, bizim ürünümüz daha koyu yeşil bir renk sağlıyor. Dolayısıyla çiftçiler koyu renkli marulun pazarlama kapasitesi daha yüksek olduğu için ürünümüzü daha çok tercih ediyor.”
Tüketicilerin ilk etapta ürünü merdiven altı üretim gibi düşündüklerini ancak, öğretim üyesi olmaları ve projenin Erciyes Teknopark’ında geliştirilmesinden dolayı piyasada güven sağladıklarını kaydeden Doç. Dr. Mustafa Başaran, “Bir çok çiftçi ya da bayimize sunumlarımızı bizzat kendimiz yaptık. Ürünün merdiven altı olmadığını, gerçekten bir innovasyon ürünü olduğunu izah ettik. Çiftçilerimiz ve bayilerimiz, özellikle ulusal ve uluslararası patent başvurularımızı da görünce, ürüne karşı bir güven oluştu ve ilk kullanımdan sonra memnun kaldıkları için talep giderek artmaya başladı.” dedi.
TÜRKİYE’NIN YÜZDE 70’İNDE DAĞITIM YAPILIYOR
Üretime Yeşilhisar ilçesindeki 600 metrekare alanda başladıklarını belirten Doç. Dr. Mustafa Başaran, kapasite yetmeyince Mimar Sinan Organize Sanayi Bölgesinde bin 500 metrelik yeni bir tesise taşındıklarını dile getirdi. Hali hazırda Türkiye’nin yüzde 70’ine gübre dağıtımı yaptıklarını kaydeden Doç. Dr. Mustafa Başaran, “Doğu Akdeniz, Güney Doğu Anadolu’nun bir kısmı, İç Anadolu’nun neredeyse tamamına yakını, Marmara Bölgesinde distribütörlerimiz mevcut. En son tarım fuarında da Akdeniz Bölgesine distribütörlüğümüzü verdik. Yani ülkemizin yüzde 70’inde artık ürünümüz satılmaya başlandı. İlk yıla göre 10 kat oranında satış hacmimizi artırmış durumdayız. Pazardaki en büyük rakibimiz Almanya. Yurt dışında Mısır, Yunanistan, Bosna-Hersek, Azerbaycan ve Ürdün ile görüşmelerimiz başladı, yakın zamanda Mısır ile bir anlaşma olabileceğiniz düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.