Pankobirlik Genel Müdürü Taner Taşpınar, Türkiye’de pancar şekerinde arz açığının bulunmadığını belirterek, “Ülkemiz pancar şekerinde kendine yeterlidir. Nişasta bazlı şeker sektörü temsilcilerinin iddia ettiği gibi ithalatla veya NBŞ ile karşılanmasına ihtiyacı yoktur” dedi.
Pankobirlik Genel Müdürü Taşpınar, Kasım 2016’da İngiltere’nin başkenti Londra’da gerçekleştirilen Uluslararası Şeker Örgütü’nün (ISO) 20. Konferansının ardından pancar şekeriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Taşpınar, nişasta bazlı şeker (NBŞ) sektör temsilcilerinin Türkiye’de şekerle ilgili gerçekleri çarpıtarak sorundan fırsat yaratmaya çalıştıklarını söyledi. Taşpınar, Türkiye’de lobi faaliyetlerini sürdüren ve algıyı yönetmek isteyen NBŞ sektörü temsilcilerinin geçtiğimiz iki dönemde iklimsel nedenlerden dolayı kaynaklanan üretim dalgalanmaları ve sonucunda yaşanan pancar şekeri arz açığını bahane ederek bunun ithalatla karşılanmasının yerine NBŞ kotalarının arttırılarak karşılanacağını savunduklarını anımsattı. Bu grupların kotalarının mevcut halinde yüzde 50 arttırılmasını talep etmekte olduğunu ve bunu son iki yılki üretim arz açığına atıfta bulunarak sabitlenmesini istediğini belirten Taşpınar, “Oysa mevcut pazarlama döneminde bir önceki yıla göre yüzde 20’lik bir şeker üretimi artışı ve yüzde 17’lik bir ekim alanı artışı beklenmektedir. Buda geçen sene ekstrem olarak yaşanan üretim düşüşünün bu sene olmayacağı tam aksine istenildiği kadar şekerin üretildiği anlamına geleceği demektir. Zira ülkemiz pancar şekerinde kendine yeterlidir ve bu grupların dediği gibi arz açığının ithalatla veya NBŞ ile karşılanmasına ihtiyacı yoktur” diye konuştu.
“Sektörün birçok sorunu bulunuyor”
Türkiye’de şeker sektörünün birçok sorununun bulunduğunu ifade eden Taşpınar, “Yüksek NBŞ kotaları, kayıt dışı üretimler, kimyasal tatlandırıcı ithalatları ve kaçak şeker girişleri ve verimsiz çalışan fabrikalar sebebi ile kotaların kaybedilmesi üretimin düşmesine, çiftçimizin küsmesine sebep olmaktadır. Böyle olunca da çözüm, sorunun olduğu yerde değil; sorundan fırsat yaratmak isteyenlerin tarafında çözülmeye çalışılmaktadır” şeklinde konuştu.
“AB’de rekabetin tüm koşulları sağlanmış durumda”
AB’de kotaların kaldırılacak olmasının şeker pancarından vazgeçeceği anlamına gelmediğinin altını çizen Taşpınar, “AB ülkeleri şekerde liberalleşme kararı alırken sektörü kendi içerisinde rekabete hazırlamış, üreticileri ve sanayicileri çeşitli fon ve desteklerle koruyarak geçiş döneminde yönlendirmiş, sektörde verim ve karlılığı arttırarak en üst düzeye çekmiş, içerdeki rekabette adil ve dengeli politikalarla sektörü liberalize ederek, bir nevi kaldıraç etkisiyle sektörün kendi dinamiklerini harekete geçirerek üretimin ve verimliğin artmasını zorlamıştır. Bu da üreticileri dışarıda ve içerde çok daha rekabetçi konuma getirerek şimdiye kadarki pozisyonlarını almalarını sağlamıştır” ifadelerini kullandı.
“Sektör yapılandırılmadan kotaların kaldırılması söz konusu olamaz”
NBŞ sektör temsilcilerinin AB örneğini göstererek, Türkiye’de kotaların biran önce kaldırılmasını istediklerini anımsatan Taşpınar, kotaların kaldırılmasının yapılandırılma önlemleri alınmadan pancar şekeri sektörünün tamamen başıboş ve rekabet edemez hale getirilerek yok olması anlamına geleceğini vurguladı. Böyle bir durumda en büyük faydayı NBŞ sektörünün göreceğini dile getiren Taşpınar, “Ülkemizde hiçbir yapılandırma önlemi ve geçiş süreci ile pancar çiftçilerine yönelik olarak hazırlanan bir önlem alınmadan kotaların kaldırılmasından söz edilmesi mümkün değildir” dedi.
“Kar marjlarını daha da maksimize etmek istiyorlar”
Taşpınar, “AB uygulamalarına atıfta bulunularak kotaların kaldırılması yönünde lobi yapan NBŞ sektörü temsilcilerinin amaçları da aslında ortadadır. Üretimlerini istedikleri kadar arttırarak ülkemizdeki kar marjlarını daha da maksimize etmektir. Ancak bu amaçlarına erişmede her nedense isteklerini AB’de olduğu gibi piyasa dinamiklerini harekete geçirerek değil de ülkemizde kurdukları tatlı kar hayallerini gerçekleştirmeye yönelik olarak kurgulamaktadırlar” değerlendirmesinde bulundu.