Daha önce hiç “Bazı İl ve ilçe Gıda Tarım ve Hayvancılık müdürlükleri başarılı olurken, haberlerde sürekli manşetlerde gözükürken, Personellerin çoğu bu il ve ilçelere tayin isterken, neden pek çok İl ve ilçe Gıda Tarım ve Hayvancılık müdürlükleri tercih edilmiyor” diye düşündünüz mü hiç? Bu yazıda böylesine zor bir soruya yanıt vermeye çalışacağız, ancak önce bazı konulara değinmemiz gerek.
Bir önceki “Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerinde Metal Yorgunluğu” yazımızda “Bir çok il müdürü ilçelerde gezip personelinin sorunlarını dinlerken, Makamından çıkmayıp ilçelerinde ne sorunları olduğunu bilmeyen, daha kötüsü bilip ilgilenmeyen amirler bulunmaktadır.” diye belirtmiştik.
Kanımızca İl ve ilçe Gıda Tarım ve Hayvancılık müdürlükleri çalışanların en büyük sorunu bütçe ve ekonomik imkanları değil, İl ve ilçe müdürlerinin personelini göz ardı etmesi ve görmezden gelmesidir. Bu ifade belki ağır olabilir ancak uygulamalar bu bakış açısını doğurmaktadır.
Personelin %86,1’lik kısmı çalışmaları karşılığında herhangi bir ödüllendirme, teşekkür yazısı vb. bir uygulama ile karşılaşmadığından şikayetçi.
%13,9 luk bir kesim Bu tarz uygulamalar ile personelin motivasyonu arttırmaktadır. Motivasyonu yüksek çalışanların kuruma daha fazla katkıda bulundukları bir gerçektir.
Yöneticilerinden Memnun olan %23,5 lik bir kesim bulunmaktadır. %76,5 lik kısım ise Bazen veya hiç memnun değil. Bunun sebebi iş yerinde adaletin, eşitliğin ve huzurun olmaması.
Huzurun olmadığı yerde başarıdan ve insan sağlığından asla söz edilemez. İş ortamında kinleşmeler, düşmanlıklar oluşmakta ve mecburiyetten dolayı işyerine devam edilmektedir. Oysa hayatımızın en önemli zaman diliminin geçtiği işyerleri, daha insani olmalı ve çalışana huzur vermelidir. İnsanlarımızın huzur ve sağlığı, aile bütünlükleri, ülkemizin kalkınması ve güçlenmesini sağlayacaktır.
Danıştay 5. Dairesinin 10/04/2013 tarihli ve E:2012/9795, K:2013/2945 sayılı Kararında:
“Sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma, çalışanların tümü için en temel insan haklarından biridir. Kamu hizmetlerinde istenilen verimliliğinin sağlanabilmesi açısından çalışma ortamı koşullarının önemi oldukça büyüktür. Bu nedenle çalışma ortamı koşullarının fiziksel ve psikolojik açıdan çalışanlara rahatsızlık vermeyen, sıkıntıya yol açmayan, sorunlardan arındırılmış bulunması ve çalışanların yeterli ve güvenli çalışma ortamına sahip olabilmesi için her türlü önlemin alınmış olması gerekmektedir.” demektedir.
Anket çalışmasında da görüldüğü üzere sadece %25,9 luk bir kesim çalışma mekanını rahat çalışabileceği şekilde düzenlendiğini belirtmektedir.
Kurumların personeli için fiziksel ve psikolojik açıdan rahatsızlık vermeyen, sıkıntıya yol açmayan, sorunlardan arındırılmış, sağlıklı, yeterli ve güvenli bir çalışma ortamı sağlamasının anayasayla, uluslararası sözleşmelerle kanun seviyesinde desteklenen bir sorumluluk olduğunu düşünüyoruz.
Yönetimin liyakat ve kariyer merkezli yapılandırılması gerekmektedir.
Tarihimiz ve inancımız bize liyakat ve ehliyeti ısrarla ve üstüne basa basa tavsiye ediyor ve şunu da ekliyor; şayet uymazsanız büyük zararlar görürsünüz diye de hatırlatmaktadır. Ancak bizler bu çok önemli tavsiyelerden ders aldığımızı söyleyebiliyor muyuz?
Gerçek anlamda çalışan ve görevini yapan Sayın Bakanımız Ahmet Eşref Fakıbaba’nın dediği “Biz vatandaşın hizmetkarıyız” prensibini belirlemiş müdürlüklerimiz de bulunmaktadır.
Aşağıda personellerin memnun olduğu %25’lik kesimde bulunan il ve ilçe müdürlüklerini hepsini belirtemesekte bazılarından örnek vereceğiz;
Yazı dizimiz GTHB HABER‘de devam edecek. Bir sonraki Konumuz
- Sahaya inme, pc basından evrak memurluğu
- Üretim içinde olmak yerine üretimi kayıt altına alma
- ilçelerde evrak işleri tapu satış işlemleri gelir tespiti işlemleri nüfus işlemleri kadastro işlemleri destekleme işlemleri vb. Gibi işlemleri yapmaktan kendi işlerini yapamaz hale gelmeleri
Bizi Takip Etmeye Devam Edin.