Türkiye’nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu geleneksel ihraç ürünleri çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı ihracatında son yıllarda yaşanan tıkanıklığı aşmak isteyen sektör temsilcileri bir araya geldi.
Çalıştayda Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Güneydoğu Anadolu İhracatçıları Birliği ve İstanbul Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği üyeleri, Ekonomi Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yetkilileri de sektörün sorunlarının çözümü için mesai yaptı.
Gazeteci Yazar İsmail Uğural’ın moderatörlüğünü yaptığı toplantıda Kuru meyve sektörü, dünyada ihracatta liderlik konumunu güçlendirmek için çeşitli nedenlerle yurtdışından geri gelen ihraç ürünlerinin ayniyat tespiti ile yurda sokulmasını, tekrar işlenerek ihraç edilmesini istiyor. Sektör, kamu kurumlarının kendilerine güvenmesini istiyor.
3. Kuru Meyve Çalıştayında konuşan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep, Türkiye’nin 2023 yılı için ortaya koyduğu 500 milyar dolar ihracat hedefine kuru meyve sektörünün 3 milyar dolar katkı sağlamayı amaçladığını ancak son yıllarda kuru meyve ihracatının 1.3-1.4 milyar dolar aralığında sıkışıp kaldığını, kuru meyve sektörünün 2023 ihracat hedefinden uzaklaştığını kaydetti. “Bu durumu tersine çevirebilmek,mevcut potansiyelimizi en etkili şekilde kullanabilmek için sektörün paydaşları olarak bir arada olmalı, kısa orta uzun vadeli stratejilerimizi revize etmeliyiz” diyen Celep, “İhracattan geri dönen ürünler, Kuru incirde aflatoksin, okratoksin ve hidrojen peroksit sorunları, Kuru üzümde pestisit ve okratoksin, Kuru kayısıda kükürt ve pestisit. Yıllardır bu konuları konuşmaktan diğer konulara yeterince konsantre olamıyoruz. Bu sorunların çözümü için güçbirliği yaparsak ihracata odaklanır ve 2023 hedeflerine ulaşırız. Geri gelen ihraç ürünlerimizin ayniyat tespiti ile tekrar işletmelerimize alınması, işlenmesi ve ihracatı ile ilgili ihracatçıya güvenen bir kamu iradesi görmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
İhracatta geri gelen mallar konusunu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na geçtiğimiz yıllarda defalarca ilettiklerini anlatan Celep, sözlerini şöyle sürdürdü; “Artık bu konuda çözüme ilişkin somut adımlar atılmasını bekliyoruz. Sektörümüzde dünya lideri bir ülke olarak kendi politikamızı belirleme hakkımız, masaya yumruğumuzu vurma cesaretimiz olmalı. Bu nedenle yasal düzenlemeler yapılırken bu güçlü yanımızın ve yok yere kaybettiğimiz dövizlerin göz önünde bulundurulması gerekli.”
Chlorpyrifos 100 milyon dolara mal oldu
2016-17 sezonuna girerken çekirdeksiz kuru üzümde bağda salkım güvesine karşı önerilen chlorpyrifos etkili maddeli preparatların Avrupa Birliği üzüm maksimum kalıntı limitini 0.5 ppm’den 0.01 ppm’e düşürme kararı ile karşı karşıya kaldıklarını anlatan Celep, “Sürece geç müdahil olmamız sonucunda ülkemiz en az 100 milyon dolar ihracat geliri kaybetti. Bu olay bize bir ders olmalı, önümüzdeki yıllarda karşılaşmamız muhtemel benzer durumlara karşı zamanında harekete geçmek zorundayız.” diyerek sözlerini tamamladı.
Lisanslı depoculuğu sektörün uzun zamandır beklediğine işaret eden Kuru Meyve Sektör Kurulu Başkanı Osman Öz ise, lisanslı depoculuk uygulamasının başarılı olması için hammadde standardının hayata geçirilmesi gerektiği, kurulacak depolara alınacak ürünlerin belli standartlara göre alınması uyarısında bulundu.
Kuru meyve sektörünün sorunlarının çözümü için sektörün tüm taraflarının işbirliği yapması gereğine dikkati çeken Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdürü Muharrem Selçuk, sektör temsilcileriyle işbirliğine hazır oldukları mesajı verdi. 3. Kuru Meyve Çalıştayında Prof. Dr. Emre Alkin ve Prof. Dr. Neşe Kumral, yaptıkları sunumlarla dünyadaki değişimleri aktardılar.