Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği (TÜKETBİR) Genel Sekreteri Veteriner Hekim Adnan Gültek, “Avrupa veya diğer ülkeler hayvan başı destekler, ihracat teşvikleri ve besilik erkek sığır konusunda her türlü desteği verirken, özellikle kırmızı et açığı olan bir ülkenin besicisine desteğin esirgenmemesi gerek” diyerek kırmızı et üreticilerine destek istedi.
TÜKETBİR Genel Sekreteri Veteriner Hekim Adnan Gültek, İHA muhabirine
yaptığı açıklamada, kırmızı et fiyatlarındaki artışın üreticiyle bir alakası olmadığını, üreticinin ürünü normal fiyattan satıp marketlerde ürünün anormal derecede yüksek fiyattan satıldığını ifade etti. Üreticinin maliyetine bakılarak şuan da kırmızı et fiyatlarının normal seviyede olduğunu belirten Gültek, üreticinin maliyetinin 23 TL civarında, satış fiyatının da Türkiye ortalamasında 25-25,5 TL civarında olduğunu söyledi. Fiyatların üretici bazında normal olduğunu ama perakende, market, kasap karı derken fiyatların arttığını kaydeden Gültek, özellikle şarküteri ürünlerinde üreticinin sattığı fiyatla alakası olmayan fiyatlar oluştuğunu söyledi.
“Yem fiyatlarında anormal yükselişler var”
Türkiye’de kırmızı et açığı olduğunu, bunun herkes tarafından kabul edildiğini belirten Gültek, “Kırmızı et açığını kapatmak üzere kısa vadede et veya kesimlik hayvan ithalatı yerine besilik ithalatı yapılması daha doğru. Angus olsun, brangus, limuzin, şarole gibi yani etçi veya kombine ırkların besiye alınmak üzere ithalatı normal bir durum. Çünkü üretici yurt içinde hayvan bulamıyor, bulsa bile genellikle hayvanlar sütçü ırkı oluyor ve sütçü ırkları da besiye gelmiyor. Dolayısıyla Milli Tarım Projesi meyvesini verene kadar şuanda besilik hayvan ithalatı sağlanmalı. Yem fiyatlarıyla ilgili de hükümetimiz tedbir aldı ama bunun bir yansıması olmadı. Devletimiz KDV’yi kaldırdı ama buna rağmen yem fiyatlarında anormal yükselişler var. Bizim besicilikte iki tane önemli girdimiz var; biri hayvanın kendisi, diğeri de yem fiyatları. KDV indi ama bir senede neredeyse yüzde 20-30 zam geldi. KDV’nin inmesi de bir işe yaramadı, bu da bizim maliyetlerimizi arttırıcı bir unsur” diye konuştu.
“Üreticinin şikayetleri var”
Bakanlığın 2011 yılından beri hayvan başına desteği olduğunu ama bunun devamının sağlanması gerektiğini vurgulayan Gültek, “Destek bu son 2016 senesinde sözleşmeliye bağlandı ve miktarı düştü. 200 TL destek var, bu desteğin yüzde 2’si gelir vergisine kesiliyor zaten, geriye 196 TL kalıyor. 96 TL’si zaten kayda girdiği için üretici tarafından stopaj, mera fon ile yine zaten devlete veriliyor. Üreticinin eline geçen 90-100 TL. Dolayısıyla tamamen ithalata bağlı kalmamız için, yurt içinde de hayvan yetiştirilmesi için bu desteğin artarak sürdürülmesi lazım. Özellikle yurt içinde doğan erkek besilik sığırlara desteğin devam etmesi gerekiyor. Bu aynı zamanda hijyen ve kaliteyi arttıran bir destek. Çünkü onaylı mezbahalarda kesilen hayvanlara destek veriliyor. Ruhsatlı mezbaha demek bakanlıktan onay almış, her türlü hijyenik şartlarını tamamlamış mezbaha demektir. Yurt dışında et konusunda besilik erkek sığır konusunda her türlü destek var, AB’de hayvan başı destekler ve ihracat teşvikleri var. Avrupa veya diğer ülkeler destek verirken özellikle kırmızı et açığı olan bir ülkenin besicisine desteğin esirgenmemesi kanaatindeyiz. Üreticinin de şikayetleri var” ifadelerini kullandı.
2016 yılında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından gelen desteğin 100 milyon TL’ye düştüğünü ifade eden Gültek, destek miktarı düşük olunca insanların kayda sokmadığını, kayıtsızlığın da hem insan sağlığı hem de ekonomi açısından kötü olduğunun altını çizerek, “Havyan başına 300-350 TL gibi bir destek verilirse bu ekonomiye de vergi olarak geri döner. Bakanlığımızdan talebimiz bu desteklerin arttırılarak sürdürülmesi” diye konuştu.