Çalışma ve Sosyal Güvenlik Mehmet Müezzinoğlu kamuya alımları belirli bir süreliğine dondurduklarını açıkladı…
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun açıklamalarından satır başları:
(Geçici iş ilişkisi değerledirmesi) Önemli olan istihdam alanı yaratmak. Dünya, koşullar hızla gelişiyor. Geçici süreli çalışmalar, esnek çalışmalar, annelere çocuğunu 6 yaşında kadar olan dönemde yarı zamanlı çalışma ihtiyacı var. Bir de istihdam talebi olanlar kısa ve farklı zamanlı talepleri var. Bütün bunları buluşturmalıyız. İş güvencesi sigortasında sorumluluklar özel istihdam bürolarında ve gerekirse bizim denetimimizde. Kiralık işçi tanımlamasını doğru bulmuyorum. Önemli olan emek hak ve hukukunu koruyabilmek. Emeği şu kalıplarda olacak demek mümkün değil. Kamuoyunun algısında, mağdur olunacak denmesi doğru olmaz. Bizim görevimiz o istihdamın hak ve hukukunun korunduğu bir sistemi koymak. Bir de böyle anlamsız yıpratıcı şekilde söylememeliyiz. Alınteri kutsaldır. İşe girdiniz, bu, işin sahibiyim gibi bir alan değil. Mesela işveren önümüzdeki 8 ay süresince şu kadar elemana ihtiyacım var deyip istihdam bürosuna gidiyor. Tabii ki hakkı hukuku korunarak olacak işçinin.
(Emeklilere promosyon) Dün itibariyle bu konuda 1 ay konuşmayacağım dedim. Emeklilerimizi memnun edecek bir rakam değil banka görüşmelerimiz sonucu ortaya çıkan. Bu yüzden bankalarla görüşmeler sürüyor henüz olgunlaşmadı. Bu rakama benim gönlüm tabii ki razı değil. O yüzden sayın başbakanımızla bu konuyu görüşeceğiz. 3 yıl için görüşmeler devam ediyor. Ya bir defada ya da 1.yıl 2.yıl diye… Ama biz bir defada olsun isteriz. Şu an söyleyeceğim rakam çok düşük olur. Bekledikleri rakam değil.
(Kıdem tazminatı) İlk defa geçtiğimiz çarşamba günü bir değerlendirme yaptık. Çok büyük bir reform. 1975’ten bu yana gelen bu konuyu hemen halledemeyiz tabi ki. Tarafların hakkını koruyacak ortak nokta aranıyor. Sürdürülebilir ve geliştirilebilir noktaya gelmek istiyoruz. İşçi ve işveren çatışarak bir yere varamaz. İşveren yoksa iş yok demektir. İşçi yoksa üretim yok demektir. Güçlenecekse ikisi birden güçlenecek. Bakan olarak düşüncem bu. Onların düşünceleri hakkaniyetli ve geleceğe de güven veren bir ortam yaratmak.
(Asgari ücret) 2016 itibariyle baktığımız en önemli konu başlığı 1300 lira olarak ilan ettiğimiz net asgari ücret vergiler dolayısıyla 1230’lara kadar iniyordu. Tabii biz bunu kamuoyu açısından hükümetimize götürdük. “Hiçkimsenin eline geçen para 1300’ün altında olmayacak. Bu açığı Maliye Bakanımız bu kayıbı tamamlayacak” dedi Başbakanımız. Eşinin evladının istediğini her anne baba ister ama bir de reel olan vardır. Ülkenin yatırımı ve istihdamını da büyütmemiz lazım. Ekonominin yatırımına ihtiyacımız var. Terazinin dengelerini bozmamamız lazım. Olabildiğince tasarruflu gideceğiz. İlk 6 aylık sonraki 6 aylık gibi konuşuruz. Ama yıllık da bir durum ortaya çıkarsa masada bunlar konuşabilir.
(Taşeronların kadroya alınması) Artık kamu çalışanı sözleşmelisiyle daimi sözleşmelisiyle reforma ihtiyacımız var. Bunu yapabileceksek hizmet alanını yani taşeronu da dahil edip toplu bir çözüm üreteceğiz. Şu anda bütününde hangi mesafeyi kat edeceğiz. Bunu masaya yatıracağız.
(İstihdam artışı nasıl sağlanacak?) Ekomomik büyümeyi 4.4’e sonra da 5 ve üzerine diye bir hedefimiz var. 2015’in Temmuz’undan bu yana büyük bir terör durumu, sonra Rusya krizi, sonra 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle bu olağanüstü durumu kaldırıp büyümeyi başarabiliyorsak önemli bir zemine oturtabiliyoruz demektir. Tek bir şeye ihtiyacımız var, siyasi ve ekonomik istikrar, güven… 5 bölgede 22 ili kapsayan proje dinamizm getirecek.
(Çalışan ebeveyne yarım gün mesaisi) Bu hafta Bakanlar Kurulu’nun imzasına açacağız.
(400 bin iktisadi ve idari bilimler fakültesi mezununların alımı) Kamuya alımları belirli bir süre durdurduk. Esasında kamuyu daraltan diğer dinamikleri yükseltirsek geleceğe daha umutla bakabiliriz.