Trabzon Ticaret Borsası (TTB) tarafından düzenlenen Fındıkta Küllenme Çalıştayı’nda fındıkta son yıllarda bahçelerde yaşanan en büyük tehlike olan külleme hastalığı konuşuldu.
Çalıştayın açılışında konuşan Trabzon Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu, Türkiye’nin en önemli tarımsal ihraç ürünleri arasında fındığın ilk sırada yer aldığını söyledi. Köleoğlu, “Son 10 yılın ortalamasına göre yılda yaklaşık 270 bin ton iç yani 540 bin ton kabuklu fındık ihraç etmişiz. Bundan da yılda 2.5 milyar dolara yakın döviz girdisi sağlanıyor. Fındığın dış satımında pek sorun yok gibi. Ama üretimde aynı şeyleri söyleyemiyoruz. Son 10 yıldaki ortalama üretimin ise 600 bin ton kabuklu civarında olduğu rakamlarla sabittir. Bu gerçekten hareketle, dünya fındık üretimi artarken, Türkiye’deki üretimin buna paralel gitmediğini görmemiz gerekiyor. Bu durumda üretimde verim ve kalite sorunu var demektir. Buradan çıkacak sonuçlar rapor haline getirilip, bir kitapçıkta toplanarak Ankara’ya taşınacaktır” dedi.
“Fındık az olsun, pahalı olsun mantığı yanlış”
Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Mehmet Cirav da, son yıllarda özellikle Ziraat Odaları temsilcilerinin “Fındık az olsun, pahalı olsun” mantığı ile hareket edildiğine dikkat çekerek “Bu yanlıştır. Bu yanlışın faturasını böyle devam ederse gelecekte çok ağır ödeyeceğiz. Verim ve kalite düşerken basında sürekli fiyatla ilgili açıklamaların yer alması ne kadar yanlış bir alanda bulunduğumuzun resmidir. Dışarıdan talep artarken içeride üretimin düşmesini anlamak mümkün değildir. Buna en büyük etken yanlış destekleme sistemidir. Bu sistem 6 yıl önce başlatıldı. Sonucu ortada. Üretimimiz düştü. Rekolte artışı yok. Bu sistemin yerine ürüne destek verilerek üretimimiz arttırılmalıdır. Üretime destek verirsek, herkes bahçesine özen gösterir, verim ve kalitede yükselir”diye konuştu.
“Fındık hastalıkları ile mücadele etmeliyiz”
Fındık Tanıtım Grubu Başkanı Edip Sevinç de, ihracatçılar olarak üretimle ilgili her türlü projeye destek verdiklerini hatırlatarak “Türk fındığının korunması, ancak ve ancak üretimin arttırılması ile mümkündür. Fındık Araştırma Enstitüsü ile doku kültürü laboratuvarı kurmak için çalışıyoruz. Bizim hedefimiz dış satıma paralel olarak üretimimizi arttırmaktır. Türk fındığının korunması, ancak ve ancak üretimin arttırılması ile mümkündür. Siz üretimi arttırmaz iseniz, başkaları devreye girer, giriyor da. Gürcistan da, Şili’de, Çin’de üretim arttırılmaya çalışılıyor. Bu da bizim tekel olduğumuz fındık piyasasında tehlikede olduğumuzun işaretidir. Fındık fidanımız yok. Bir de Gürcistan’a fidan gidiyor diyorlar. Biz üretimimizi arttırırsak, rakiplerimiz söker ve tekel halimiz devam eder. Bunun için en büyük tehlikelerden biri olan fındık hastalıkları ile mücadele de yol almalıyız. Külleme başta olmak üzere sıkıntılarımız var. Birde fındık üretimi arttırıp, maliyetleri aşağıya çekersek, piyasalara tam anlamıyla hakim olur, elimize geçiririz. Yine de fındıkta söz sahibi Türkiye’dir, Türk üreticisidir, son söz hep onundur” ifadelerini kullandı.
“Fındığı sadece toplanıp, kurutulup, satılacak bir ürün olarak görmemeliyiz”
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu da, Türkiye’nin dünya fındık piyasasındaki hakimiyetinin tekel olma noktasında sürdürülmesi için üretimin mutlaka arttırılması gerektiğini vurgulayarak Fındığı sadece toplanıp, kurutulup, satılacak bir ürün olarak görmemek gerektiğini belirtti. Gümrükçüoğlu, “50 yıldır budama, gübreleme veya diğer tarım tekniklerinde bildiklerimizin yanlış olduğunu görmeye başladık. Bunun üreticiye ısrarla anlatılması lazım. Biz kurum olarak elimizdeki laboratuvarımızla toprak tahlilleri ile üreticilere destek veriyoruz. Fındığı sadece toplanıp, kurutulup, satılacak bir ürün olarak görmemeliyiz. Yıl boyu bahçelerde olmalıyız” şeklinde konuştu.
Trabzon Vali Yardımcısı Necmettin Yalçınalp de ekonomiye büyük katkı sağlayan fındıkla ilgili tüm kesimlerin işbirliği yapması için devletin gerekeni yaptığını söyledi. Çalıştaya moderatörlük yapan Prof. Dr. İlhami Köksal ise, 30 yıl önce fındık alanların sınırlandırılmasından, hatta sökümünden söz edildiğini hatırlatarak “Ben o dönemde buna hep karşı çıktım. Şimdi bunun doğruluğu anlaşılıyor. Üretimimizi arttırmak için çaba göstermemiz gerektiğini görüyoruz. Bir zamanlar İspanya, Türkiye ile rekabet ederdi. Bizim üretim politikalarımız İspanya’yı sıfırladı. Şimdi durum değişti. Tehlike büyük. Üretimi mutlaka arttırmamız lazım. Bunu alan genişletme ile değil, verim artışını sağlayarak yapmalıyız” dedi.
Çalıştay da daha sonra Ankara Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Fikret Demirci, “fındıkta küllenme”, Prof. Dr. Yeşim Okay “ fındıkta yetiştirici gözüyle küllenme” Prof. Dr. Nevzat Arık” küllenmenin fındık kalitesine etkileri “, Dr. Arzu Sezer’de “küllenme hastalığının fındık alanlarındaki coğrafi dağılımı üzerine bildiriler sundular.