Başbakan Binali Yıldırım Milli Tarım Projesi’ni açıkladı
Başbakan Binali Yıldırım:Yerli sebze ve yem bitkileri yerli tohumculuğunugeliştirmek için AR-GE desteği vereceğiz.
Başbakan Binali Yıldırım: “Tarımda havza bazlı üretime destek verilecek.Şimdiye kadar destekler veriliyordu ama şimdiki destekler daha bilinçli hale geliyor. Havza bazlı. Bu ne demek? Türkiye’deki bütün ilçeler, iller tarım yapılan her yer tek tek masaya yatırıldı. Böylece 941 tane havza ortaya çıktı. Bu 941 havzada hangi ürünler yetişir. Pamuk, zeytin, arpa, yulaf, yonca, yem bitkileri nerede daha iyi yetişir? Hangi ürün daha çok su ister, hangisi daha az su ister? Bunları belirleyince iş kolaylaşıyor. 50 tane ürün var ama bizim için önemli sonuç alacak stratejik ürün hangileri? 19 tane ürün belirledi Tarım Bakanlığı. Bu ürünler hangi havzalarda daha iyi yetişiyor, daha az maliyetle yetişiyor bunları dağıttı, onlara göre havza destekleri meydana geldi.”
“Gübre tarımda maliyeti en fazla arttıran bir unsur. İkinci ne, mazot. Gübreyle ilgili söyledim yüzde 23 indirim sağlandı. Mazotta da şimdi bir karar verdik. Çiftçinin kullandığı mazotunun yarısı kendinden yarısı bizden. Bol bol ekin, Allah bin bereket versin. Hayırlı uğurlu olsun.” dedi.
“184 ovamız SİT ilan edilecek. Arazi toplulaştırması bir bakanlıkta, sulama başka bakanlıkta. Dolayısıyla burada istediğimiz gibi ilerleyemiyoruz. Araziler bölünüyor, bölünüyor. 10 parçaya, 20 parçaya bölündü kimseye faydası yok. Şimdi 7 milyon hektar araziyi 2023’e kadar toplulaştıracağız. Bu sefer ne olacak? Ektiğiniz, biçtiğiniz alan bize karşılığını verecek. Emeğimizin karşılığını alabileceğiz. Toplulaştırma ve sulama işini tek bakanlıkta toplayacağız. O bakanlığın adı da Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı.” dedi.
“Damızlık amacıyla ithalat yapacağız. ‘Eti ucuzlatacağım, et ihtiyacını karşılayacağım’ diye bu kadar zengin toprakları olan, bu kadar imkanı olan bir ülkenin, sürekli ithalat yapması akıllı bir iş değil. Onun için 25 ilimizde mera hayvancılığı yetiştirici bölgeleri oluşturuyoruz. Bu illerimiz toplam mera varlığımızın yüzde 52’sini büyükbaş hayvan varlığımızın yüzde 32’sini oluşturuyor. Bu meralar, teröristlerin dolandığı yerler, onlar gidecek mal, davar yayılacak. Meralarda hayvancılık yapmak isteyenlere ıslah yapma şartıyla cüzi paralarla kiraya vereceğiz.”
Başbakan Binali Yıldırım, İktidara gelmemizden sonra 14 yılda tarıma 90 milyar lira destek verdiklerini, tarım kredilerinde faiz oranlarını yüzde 60’lardan yüzde 1 ila 8 oranına getirdiklerini, gençlere ve kadın çiftçilere ilave destek sağladıklarını belirterek, “(Bu süre içerisinde Türkiye’nin) Bitkisel üretimini 98 milyon tondan 117 milyona, hayvansal üretimini ise neredeyse ikiye katlayarak 12 milyon tondan 23,5 milyon tona çıkardık. Hani hayvancılık geriye gidiyordu, 2 kat artmış.” dedi.
İzmir programı çerçevesinde Ödemiş ilçesini ziyaret eden Başbakan Yıldırım,”Mili Tarım Projesi”ni açıkladı.
15 Ekim’in DünyaÇiftçi Kadınlar Günü olduğunu anımsatarak ekmeğini topraktan çıkaran kadınların gününü kutlayanYıldırım,tarım ve hayvancılık sektörü için “Milli Tarım Projesi”ni hayata geçirdiklerini,açıklayacakları müjdelerin, başta çiftçiler olmak üzere tüm millete hayırlı olması temennisinde bulundu.
İzmir’in tarımda Türkiye’nin önemli bir gücü olduğunu dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti:
“İzmir, 4 milyar liranın üzerinde bitkisel üretim değeriyle Türkiye’de 5.sırada, 1 milyar liranın üzerindeki hayvansal üretimi ve hayvan varlığı ileTürkiye’nin ikinci ili.Toplam 9 milyar tarımsal üretim değeriyle üçüncü büyük ilimiz. İzmir, gıda ve tarım ürünlerinde yurt dışına açılan ihracat kapısı. Tarım ürünleri ihracatını yüzde 13’ünden fazlasını tek başına gerçekleştiriyor. İzmir, 1 milyon 732 bin ton süt üretimi ile Türkiye’de bir numara. Sadece 2015’te 77 milyon lira süt desteklemesi yapıldı. Fazla süt olunca fiyatların düşmesi söz konusu, bunun önüne geçmek için süt tozuna çeviriyoruz. Bu uygulamayı ilk defa İzmir’de başlattık,İzmir bunu hak ediyor. Ülkemizin refüjlerini, kaldırımlarını süsleyen bitkilerin merkezi de İzmir. Türkiye’deki bütün süs bitiklerinin 3’te birinden fazlası İzmir’den gidiyor, 4 bin 347 alanda süs bitkisi yetişiyor. İzmir bu özelliğiyle Türkiye’de de ilk sırada. Geçen yıl en fazla tarım projesi bu kentte gerçekleşti.”
Başarıyı arttırmak, üretimi katlamak için destekleri arttırdıklarını,gelecek nesillere üreten bir Türkiye bırakmak istediklerini aktaran Yıldırım, diğer sektörler nereye giderse gitsin toprak, tarım ve hayvancılığınönemini koruduğunu, 65. Hükümet olarak tarım ve hayvancılığın öncelik verdikleri sektörlerin başında yer aldığını belirtti.
Dünyada 7 milyardan fazla insan yaşadığını, bunlarınbeslenmesi gerektiğini, su, ekmek, gıdanın olmaması durumunda dünyanın halinin hayal edilemeyeceğini vurgulayan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu haliyle bir birçok ülke kendi kendine yetmiyor. Yeni bir dünya hayal edebilirsiniz ama gıdasız bir şey hayal edemezsiniz. Dünyada verimli topraklar yok oluyor,hazır tüketime yöneliyor.Bir kesim açlıkla mücadele ediyor. Bugün 800 milyon insan açlık, 1 milyon insan yoksullukla karşı kaşıya. 600 milyon insan da aşırı şişmanlıkla mücadele ediyor.Bu da bir dengesizliği gösteriyor. Bu rakamlardan anlaşılıyor ki şu anda dünya siyasetinde ilk sırada yer alan konuların yerini yarın gıda gibi, su gibi hayati meseleler alacak. Gıdaya erişimdeki dengesizlik insanlığın geleceğini tehdit ediyor.7,5 milyar olan nüfus, 2040’ta 10 milyara çıkacak. Her yıl 12 milyon hektar tarım arazisi yok oluyor, bilinçsizce yapılaşmadan dolayı. 34 ülke gıda,80 ülke ise su sıkıntısı çekiyor. Bütün bu sıkıntılar bizde yok, önce şükredeceğiz, elimizdekinin kıymetini iyi bileceğiz. Ardından da yarınımızı şimdiden görüp, hesap edip tedbir alacağız. Hazine değerinde verimli topraklarımız var ama bu yetmez.Alın teriyle sulanmayan hiçbir toprak bereketini sofraya taşıyamaz. Sofranın bereketini arttırmak için çalışıyoruz. Göreve gelince ilk iş Tarım Kanunu başta olmak üzere destek ve düzenlemeyi hayata geçirdik.”
İktidarageldiktensonra 14 yılda 90 milyar lira tarıma destek verdiklerini, tarımkredilerinde yüzde 60’lara varan faiz oranlarınıyüzde 1 ila 8 oranına gerilettiklerini, gençlereve kadın çiftçilere ilave destek sağladıklarını, bitkisel üretimi 98 milyon tondan 117 milyona, hayvansal üretimi ise neredeyse ikiye katlayarak, 12 milyon tondan23,5 milyon tona çıkardıklarını kaydeden Yıldırım, şunları söyledi:
“Hani hayvancılık geriye gidiyordu, 2 kat artmış. Su ürünleri 61 bin tondan 240 bin tona çıkmış, 4 kat artmış. Tarımsal gelirimiz, 36 milyarken 150 milyara dayanmış, neredeyse 4 kata yakın. İhracat 4 milyarın altında, şimdi ne kadar 17 milyar dolar, 4 kattan fazla artmış. Bunlar yeter mi, yetmez. Türkiye’nin potansiyeli bunu çok daha üzerinde, bir verimi bir bereketi hak ediyor. İklimi, tarımı, zengin florası ile bunun daha fazlasını yapar. Sanayileşme ve kentleşme hızla gidiyor ama hala 20 milyon vatandaş kırsalda tarımla uğraşıyor. 2023’te 150 milyar dolar tarımda gelir hedefliyoruz. 40 milyar dolar da ihracat yani bugünün iki katı fazla. Buna ulaşmak için tarımı stratejik sektör kabul ettik yeni uygulamaya başlamaya karar verdik.”
Başbakan Binali Yıldırım, tarımda havza bazlı üretime destek verileceğini belirterek, “Şimdiye kadar destekler veriliyordu ama şimdiki destekler daha bilinçli hale geliyor. Biz istiyoruz ki herkes kafasına göre değil havzasına göre ekim yapsın. Demek ki yeni dönem ‘kafama göre değil havzama göre.’ Hem çiftçi hem memleket kazansın.” dedi.
İzmir’in Ödemiş ilçesinde Milli Tarım Projesi’ni açıklayan Yıldırım, projenin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ve arkadaşlarınca hazırlandığını belirtti. Tarımda havza bazlı üretime destek verileceğini bildiren Yıldırım, şöyle konuştu:
“Tarımda havza bazlı üretime destek verilecek. Şimdiye kadar destekler veriliyordu, şimdiki destekler bilinçli hale geliyor, havza bazlı. Bu ne demek, Türkiye’deki bütün ilçeler, iller tarım yapılan her yer tek tek masaya yatırıldı. Böylece 941 tane havza ortaya çıktı. Bu 941 havzada hangi ürünler yetişir, pamuk, zeytin, arpa, yulaf, yem bitkileri nerede daha iyi yetişir, hangi ürün daha çok su ister, hangisi daha az su ister. Bunları belirleyince iş kolaylaşıyor. Suyun olmadığı yerde en çok su isteyen pirinç ekerseniz ondan sonra havanızı alırsınız. Taşıma suyuyla da pirinç herhalde çeltiği yapamazsınız. Onun için ürünleri havzalara uygun yerlerde yetiştireceğiz.”
– “Buğday her yerde desteklenecek”
Başbakan Yıldırım, üretilen çok ürün olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama bizim için önemli sonuç alınacak stratejik ürün hangileri. 19 tane ürün belirledi Tarım Bakanlığı, bu ürünler hangi havzalarda daha iyi yetişiyor, daha az maliyetle yetişiyor bunları dağıttı. Onlara göre havza destekleri meydana geldi. Mesela bunlar içinde buğday her yerde desteklenecek. Yurdun hangi köşesinde buğday ekerseniz ekin istisnasız desteği alacaksınız. Yem bitkileri, 941 havzanın her tarafında desteklenecek. Çünkü her yerde hayvancılık var, yem bitkisine ihtiyaç var. Fakat her ürünü her yerde değil, bilimsel olarak tecrübelere göre tespit edilen havzalara yönlendireceğiz, oraya destek vereceğiz. Örneğin Adana Ceyhan’da kuru fasulye, nohut, çavdar gibi 14 tane ürün destekleniyordu eski sistemde. Yeni sistemde ne olacak? Mısır, buğday gibi temel ürünler başta olmak üzere 7 tane ürün desteklenecek. Şanlıurfa, Siverek’te zeytinyağı, dane mısır havzaya uygun olmayan desteklere ürün veriliyordu, destek boşa gidiyor, çiftçi karşılığını alamıyordu. Siverek’te mercimek, buğday, yem bitikileri gibi ürünler ekilecek ve ona göre destekler verilecek.”
Belirtilen ürünler dışında da ekimin yapılabileceğini bildiren Yıldırım, “Ama bilecek ki o ürün ektiği zaman kendi hesabına yapacak, destekleri alamayacak.”
– Toprak Mahsulleri Ofisi etkin kullanılacak
Yıldırım, piyasadaki dalgalanmaları, değişimleri engellemek ve piyasa düzenini sağlamak için Toprak Mahsulleri Ofisinin etkin bir şekilde kullanacağını belirterek, şunları kaydetti:
“Biz istiyoruz ki herkes kafasına göre değil havzasına göre ekim yapsın. Demek ki yeni dönem ‘kafama göre değil havzama göre.’ Hem çiftçi hem memleket kazansın. Peki havza bazlı model ne işe yarıyor, ne kazanacak vatandaş, mala, davara ne faydası var? Türkiye üretimde akıllı tarıma geçiyor, planlamaya geçiyor. Ekelim de Allah kerim diyelim ama bununla da yetinmeyelim. Baştan da tedbirimizi alalım.”
Ödemiş’in patatesin merkezi olduğunu hatırlatan Yıldırım, başka bir ilin patates üretmesi halinde üretim fazlasının oluşacağını dile getirdi.
– “Alın terinin, nasırlı ellerin karşılığını alacaksın”
Yıldırım, “Nerede çok mal varsa fiyatı da o kadar düşer. Mal ne kadar azsa fiyat da o kadar yükselir” diyerek, şöyle devam etti:
“Önemli olan inip çıkmalardan para kazanmak değil. İstikrarlı, düzenli, yaptığın işin karşılığını alacaksın. Alın terinin, nasırlı elinin karşılığını alacaksın. Alamıyorsan, yaptığın işten mutlu olamıyorsan, o zaman o işi sürdürülebilir hale getiremezsin. Arz açığı, arz fazlası. Böyle olunca sonunda mağduriyetler oluyor. Çiftçi kardeşlerimiz neyi, nerede eksek, ne kadar destek alacağız bunu baştan hesap edecekler. Piyasadaki fiyat dalgalanmalarını asgariye düşürecek ve böylece emeğinin karşılığını alacak ve fiyat istikrarı sağlanacak. ‘Bu yıl buğday para etmedi, arpa para etmedi, seneye arpa ekelim’ deyip bütün çiftçiler arpaya dönerse yandık. Fiyatlar dibe vuracak, bu sefer yine kaybedecek. Buğdaydan da kaybettik, arpadan da kaybettik. İşte bunların önüne geçmek için bir sistem geliyor.”
– Destekler yılda 2 kez verilecek
Destekleme başvurularının basitleştirileceğini belirten Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
“Çiftçiler ilk bir yıl içerisinde tek bir başvuru yapacak. En önemli şey, ufak destekler veriliyor, yıllar boyu. Yıl geliyor geçiyor ne aldığınızdan bir şey anlıyorsunuz, ne de bir derdinize deva oluyor. Biz 13 katrilyondan fazla para veriyoruz çiftçiye, hayvancılığa. Ancak kimse memnun değil. Burada bir yanlış var, o yanlışın düzelmesi lazım. Biz iktidara geldiğimizde 1 milyar 800 milyondu destek, kaba taslak 6 kattan fazla desteği artırmışız 12 aya destekler yayılmış, parça parça hiçbir işe yaramıyor. Gerçekten bir derde derman, bir yaraya merhem olmuyor. O zaman ne yapalım dedik. Öyle bir şey yapalım ki insanların aldığı destek bir anlamlı hale gelsin. Yılda 2 sefer vereceğiz desteği, bir ekim zamanı bir de hasat zamanı. İlk destek nisan-mayısta, ikinci destek eylül-ekimde, onun dışında destek yok. Hiç değilse aldığımız paranın hayrını görelim. Nasırlı ellerin hakkını alın teri kurumadan ödemiş olacağız.”
Yıldırım, söz verdikleri gibi gübrede KDV’yi kaldırdıklarını, böylelikle gübrenin yüzde 18 ucuzladığını anımsatarak, “Bu da yetmez dedik, Tarım Kredi Kooperatifi, Tarım Bakanlığı bir çalışma yaptı, gübre yüzde 23 ucuzladı. Bu önemli bir şey, çiftçinin, üreticinin en önemli girdilerinden biri olan gübrede neredeyse dörtte bir oranında iyileşme sağladık.” ifadelerini kullandı.
-
İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Suat Parıldar atandı
-
Taşra Teşkilatı Yer Değiştirme Yönetmeliği yayımlandı
-
TAGEM’de Bazı Bürokratlar Görevden Alınarak Yeni Atamalar Yapıldı
-
KPSS 2024/4 tercih kılavuzu yayımlandı
-
Kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarından ücretlerinin iyileştirilmesi talebi
-
Kandıra Karpuz Festivali Renkli Görüntülere Sahne Oldu